SDG, Suriye ordusuna entegre olmalı

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, haftalık basın bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi.
Haftalık basın bilgilendirme toplantısında da gazetecilerin soruları yanıtlandı.
Gündemdeki konulara ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan MSB kaynakları, Suriye’deki son gelişmelerle ilgili sorular üzerine şu bilgilendirmeyi yaptı:
“PERSONEL GÖREVLENDİRMESİNİ YAPTIK”
Daha önce DEAŞ terör örgütü ile mücadele için 5 ülke tarafından ortak bir Harekât Merkezi kurularak çalışmalara başlanması kararı alınmıştı. Suriye Yeni Hükümetinden Koordinasyon Biriminin Şam/Suriye’de görev yapması yönünde davet alınmış, Türkiye, Suriye ve Ürdün’den müteşekkil Koordinasyon Birimi 19 Mayıs tarihinde Suriye’de göreve başlamıştır. Biz de Koordinasyon Birimi için personel görevlendirmesini yaptık.
SDG’NİN TASVİYE SÜRECİ
Yeni Suriye Yönetimi ile terör örgütü SDG arasındaki mutabakat süreci, bölgesel istikrar ve güvenliğin sağlanması açısından dikkatle takip edilmektedir. Suriye’de barış ve huzurun tesisi için atılan her türlü olumlu adımı desteklemekle birlikte, bu sürecin şeffaf, kapsayıcı ve tüm tarafların meşru güvenlik kaygılarını dikkate alan bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurgulamaktayız.
Suriye’de tek bir silahlı yapı olarak sadece Suriye ordusunun bulunması gerektiği ve SDG terör örgütünün Suriye ordusuna entegrasyonu konularında tutumumuz değişmemiştir.
Süreçte aksamalar, gecikmeler olsa dahi sonuç değişmeyecektir. Tekrar hatırlatmak gerekir ki Suriye’de adem-i merkeziyetçi, ayrılıkçı gündemlere Suriye hükümeti ile iş birliği içinde müsaade edilmeyecektir.
TÜRKİYE’NİN AVRUPA GÜVENLİK EYLEM FONUNA DAHİL OLMASI
Bakanlık kaynakları, Türkiye’nin Avrupa Güvenlik Eylem Fonuna (SAFE) Dâhil Olması ile ilgili sorular üzerine şu değerlendirmeleri yaptı:
“Ukrayna’daki savaş ve güncel küresel gelişmelere paralel olarak Avrupa’nın savunma kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. Bu kapsamda AB tarafından savunma tedarikine harcanmak üzere üye ülkelere 150 milyar euroluk fon sağlanmasını öngören SAFE Tüzüğü 27 Mayıs 2025 tarihinde AB Konseyi’nde kabul edilmiştir.
SAFE Mekanizması prensip olarak ülkemizin de katılımına açık olmakla birlikte, tüzükte AB üyesi olmayan ülkelere yönelik birçok kısıtlayıcı tedbir yer almaktadır. Ayrıca, maalesef bu süreçte, ülkemiz de dâhil AB üyesi olmayan müttefiklerin AB savunma ve güvenlik mimarisi dışında bırakılmasına veya bir pazarlık aracı olarak kullanılmasına yönelik girişimlere de şahitlik ettik.
Avrupa güvenliğinin ancak kapsayıcılık, stratejik öngörü ve kolektif dayanışma ile güçlendirilebileceğini, bunun için vizyoner bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda, ülkemizin sahip olduğu savunma yetenekleriyle Avrupa savunmasına ve güvenliğine önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu durum SAFE Tüzüğünün müzakere sürecinde birçok Müttefikimiz tarafından da dile getirilmiştir.
Bu çerçevede, önümüzdeki süreçte açık görüşlü ve öngörülü Avrupalı Müttefiklerimizle SAFE Mekanizması kapsamında veya dışında (özellikle insansız hava araçları, hava savunma sistemleri, zırhlı araç ve kara platformları, elektronik harp ve radar sistemleri, mühimmat ve roket sistemleri ile deniz sistemleri alanlarındaki gelişmiş yeteneklerimizle) savunma işbirliklerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarımız devam edecektir.”
TERÖR ÖRÜTÜ MENSUBU 156 KİŞİ YAKALANDI
Haftalık basın bilgilendirme toplantısı, Hava kuvvetleri komutanlığının 114. kuruluş yıl dönümü nedeniyle Eskişehir’de 1. Hava jet üssünde gerçekleşti.
Toplantıda terörle mücadele gelinen son durum da ele alındı. Buna göre, son bir haftada hudutlarda 6’sı terör örgütü mensubu 156 kişi yakalandı.
1 Ocak’tan bu yana hudutlarda 2 bin 335 kişi yakalanmış oldu.
Suriye harekat alanında 8 Ocak’tan bu yana Tel Rıfat’ta 132 km, Münbiç bölgesinde 108 km tünel imhası gerçekleşti.
SURİYE’YE YAPILAN ZİYARET
Milli Savunma Bakanlığı heyetinin Suriye’ye yaptığı son ziyaretle ilgili sorular üzerine kaynaklar, görüşmenin MSB heyetiyle Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhef Ebu Kasra arasında gerçekleştiğini hatırlattı.
Görüşmede, Türkiye ve Suriye arasında savunma alanında işbirliğini güçlendirme, Suriye’nin güvenlik kapasitesini artırma, iki ülke arasında koordinasyonu geliştirme ve terörle mücadelede işbirliği konularının ele alındığını belirten kaynaklar, “Bu ziyaret, Türkiye-Suriye normalleşme sürecinde önemli bir adım olarak değerlendirilmekte ve bölgedeki istikrarın sağlanmasına yönelik çabalarımıza katkı sağlamaktadır.” dedi.
Bakanlık kaynakları, Türkiye-İsrail Çatışmasızlık Mekanizması ile ilgili sorular üzerine, “Suriye’de istenmeyen olayların yaşanmaması için bir çatışmasızlık mekanizması kurulması konusunda, teknik görüşmeler muhataplarımız ile koordineli devam etmektedir. Bu konuda daha önce ifade ettiğimiz gibi resmi makamlar dışında yapılan açıklamalar dışındaki haber ve bilgilere itibar edilmemelidir.” yanıtını verdi.
YUNANİSTAN’IN TÜRKİYE’Yİ AB SAVUNMA PROJELERİNDEN ÇIKARMA ÇABASI
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’yi Avrupa Birliği (AB) savunma projelerinin dışında bırakma çabalarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
Türkiye’nin bölgesinde sahip olduğu kritik rolü ve Avrupa’nın güvenliği için önemini yok saymaya yönelik çabalar başarısız olmaya mahkumdur. İkili anlaşmazlıkları çok taraflı platformlara taşımak ve ülkemizi dışlamaya yönelik bir tutum sergilemek iyi niyetli olmadığı gibi akıllıca bir adım da değildir.
NATO ve AGİT üyesi, AB’nin ise aday ülkesi olarak Türkiye, gelişen savunma sanayisi, bölgesel krizlerin çözülmesinde üstlendiği önemli roller ve güçlü ordusuyla Avrupa güvenlik mimarisinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Türkiye’nin gücünü anlamayanlara anlatmaya devam edeceğiz. Diğer yandan AB üyeliği ülkemiz için stratejik bir hedef olmaya devam etmektedir. Türkiye ve AB savunma ve güvenlik, terörle mücadele, düzensiz göçün önlenmesi gibi birçok konuda uzun dönemli stratejik çıkarları paylaşmaktadır.
Avrupa güvenliğinin ancak kapsayıcılık, stratejik öngörü ve kolektif dayanışma ile güçlendirilebileceğini, bunun için vizyoner bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
YUNAN MAKAMLARININ POTNUS İDDİALARI
Yunan makamlarının 19 Mayıs’ta sözde Pontus iddialarıyla ilgili açıklamalarını da değerlendiren kaynaklar, şunları söyledi:
Asılsız iddialarla şanlı tarihimizi karalamayı ve milletimizin milli mücadelesine gölge düşürmeyi hedefleyenler ne kadar çabalarsa çabalasın tarih ve hakikat değiştirilemez. Tarihsel gerçekleri çarpıtarak bir soykırım yalanı ortaya atanların gerçekleştirdikleri katliamların vahşeti, bugün hala toplumsal hafızada yer almaya devam etmektedir.
Bizleri gerçekleşmemiş suçların faili olarak göstermeye çalışanlar, bu beyhude çabadan vazgeçmeli ve önce kendi tarihlerinin kirli sayfaları ile yüzleşecek cesareti göstermelidir.
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Defender Europe’un alt tatbikatlarından olan Immediate Response 25’in Türkiye’ye karşı yapıldığı ve ülkemizin bu nedenle tatbikata çağırılmadığı gibi iddialara ilişkin şunları aktardı:
Biz 2020 yılından bu yana her sene bu tatbikat ile ilgili açıklamalarda bulunuyoruz. Defalarca bunu anlattık. Bu tatbikatın bir internet sayfası var. Oraya girerseniz bunun ne tatbikatı olduğu, ne maksatla yapıldığı, nerelerde yapıldığı hepsi var. Tatbikata ilişkin basında yer alan iddiaların tümü yalan ve yanlıştır.
ABD’nin ve NATO’nun ülkemize bakışı merak ediliyorsa, son dönemde hem ABD Başkanı’nın hem de NATO Genel Sekreteri’nin ülkemizle ilgili açıklamalarına bakmakta fayda var. ABD ve NATO için Türkiye’nin ne ifade ettiği defalarca en yetkili kişiler tarafından vurgulanmışken bu tatbikatın Türkiye’yi hedef aldığını söylemek zorlama bir yorumdan ibarettir.