Ulrich Gutmair ile Punk, Kimlik ve Özgürlük Üzerine

Ulrich Gutmair, Türkiye’de okurlarıyla buluşarak punk kültürü ve kimlik üzerine önemli görüşlerini paylaştı. Müzik ve özgürlük arasındaki bağı ele aldı.
Kolektif Kitap tarafından yayımlanan Berlin’in İlk Günleri ve Bizler Yarının Türkleriyiz kitaplarının yazarı Ulrich Gutmair, Bizler Yarının Türkleriyiz kitabının tanıtımı için Türkiye’deydi. İzmir, Çanakkale ve İstanbul’da okurlarıyla bir araya geldi ve punk müzikle dolu etkinlikler gerçekleştirdi. Bu renkli buluşmaların ardından Gutmair, sorularımızı yanıtladı; punk kültürünün direnişle olan ilişkisini, 90’ların Berlin’inin özgürlük ruhunu ve kimliğin günümüzdeki dönüşümünü anlattı.
Gutmair, müzik ve kültürel değişim konusundaki motivasyonunu, gençliğinde punk ve new wave müziği dinlemesine dayandırıyor. Müzik, kültürel değişime en hızlı tepki veren sanat olduğunu belirtiyor. Özgürlüğün, bu değişimleri kendi isteğiyle şekillendirmek olduğunu vurguluyor.
Bizler Yarının Türkleriyiz kitabında müzik, özgürlük ve direnişin iç içe geçtiğini ifade eden Gutmair, müziğin özgürlük sunduğunu, insanların duygularını ifade etme biçimi olduğunu belirtiyor. Punk kültürünün, bireysel yaratıcılığı engelleyen her şeye karşı bir reddediş olduğunu da ekliyor.
90’ların Berlin’inin günümüzde hâlâ bir umut metaforu olup olamayacağı sorusuna Gutmair, o dönemin Berlin’inin özgürlük ve yaratıcılıkla dolu bir yer olduğunu hatırlatarak yanıt veriyor. Şehirlerin giderek pahalı ve yaşanmaz hale geldiğini, bu nedenle o yılların Berlin’inin farklı bir anlam kazandığını düşünüyor.
Kimliklerin akışkanlığı üzerine de konuşan Gutmair, insanların birden fazla kimliğe sahip olduğunu ve bu kimliklerin sürekli değiştiğini ifade ediyor. Punk olmanın, kimlik tanımlarını reddetmek ve bireyselliği yüceltmek anlamına geldiğini belirtiyor.
Şehir hafızası ve alt kültürler üzerine de düşüncelerini paylaşan Gutmair, bir şehrin kendi başına hiçbir şeyi hatırlamadığını, ona anlam verenin orada yaşayan insanlar olduğunu vurguluyor. İnsanlar geçmişi anlatmayı bırakırsa, şehirlerin hafızasını kaybedeceğini düşünüyor.
Günümüzde punk kültürünün hâlâ bir direniş biçimi olup olamayacağı sorusuna Gutmair, dünya genelinde artan otoriter rejimlerin ve iklim krizinin punk’ın yeniden ortaya çıkmasına neden olduğunu ifade ediyor. Punk’ın öfkenin, bireyselliğin ve özgürlüğün dili olduğunu belirtiyor.
Berlin’in çok kültürlü yaşamı ile Türkiye’nin kültürel çeşitliliği arasında benzerlikler olduğunu düşünen Gutmair, metropollerde yaşayan insanların farklılıkla karşılaşarak daha hoşgörülü hale geldiklerini belirtiyor. İstanbul’un büyüklüğü ve canlılığının, Berlin’i küçük bir köy gibi hissettirdiğini ifade ediyor.
Gutmair, kitabını yazarken dinlediği müziklerden de bahsediyor. Punk şarkısı “Kebabträume”’nin onun için önemli bir yer tuttuğunu ve kitabının merkezinde bu şarkının yer aldığını belirtiyor.
İlgili Haberler: Long Bar Live Geceleri Kasım Programıyla Devam Ediyor · Bakucha Vineyard Hotel’de Müzik ve Lezzetin Buluşması